Son dönemde hem ülkemizde hem de dünya da ekonomik gelişmeler baş döndürücü hızla değişiyor ve gelişiyor. Artık alınan önlemler, açıklanan politika kararları piyasada ki özellikle de ülkemizde artık pek karşılık bulmuyor. Bunun en tipik örneği Merkez Bankası’nın kararları. Öyle bir noktaya geldik ki Merkez Bankası’nın aldığı faiz kararları artık piyasa aktörleri tarafından pek de önemsenmiyor. Özellikle mevduat bankaları açıklanan faizin üzerinde faiz uyguluyor.
İzlenen ucube politikalarla bilinçli olarak TL’nin değer kaybedilmesi sağlandı. Şimdi dile getirmiyorlar ama bu yaşanan ‘ÖRTÜLÜ DEVALÜAYON’ dur. Açıkça ilan edemiyorlar çünkü zaten kıt buldukları yabancı sermaye ürker kaçar diye tedirgin oluyorlar. Merak ediyor bu Araplar da olmasa acaba TCMB parayı nereden bulacak? Buna rağmen piyasadan çıkan paraların önüne geçemiyorlar. Enflasyon artmış, insanlar geçim sıkıntısından başka bir şey düşünemez olmuş. Sizce böyle bir dönemde vatandaş Borsa ile tahvil ile hisse senedindeki değer kaybı ile ilgilenir mi?
Tüm dünya artan enflasyonla boğuşurken, Merkez Bankaları ilerisi olan adımlarla şimdiden yarınları planlarken maalesef biz, hala yanlış olduğu bilinen politikalarda ısrar ediyoruz. Önce ‘Ricardo’modeli dedik olmadı. Sonra ‘Çin Modeli’ dedik o da tutmadı. Sonra Türk >Modeli dedik o da yemedi. En son ‘Seçim Beyannamesinde’ bile adı geçmedi. En sonunda Ortodoks Politikalar denildi. Her geçen gün insanlarımız yeni yeni kavramlar öğreniyor. Ama bunların ne olduğu, hangi soruna çözüm olacağı konusunda hiçbir anlatım yok. Şimdi de ‘Liralaşma Stratejisi’ diye bir şey buldular. Türk Lirası’nın itibarını korumak, değer kaybının önüne geçmek diye özetlediler. Peki, şuna kim cevap verecek acaba? Türk Lirasının 20 TL sınırına kim getirdi, buna yol açacak politikaları kim uyguladı, Döviz cinsi borçlanmayı kim getirdi, enflasyonu önleyeceğiz diye Kur Korumalı Mevduatı kim icat etti acaba? Bunlardan sonra düştü mü döviz kuru? Hangi makroekonomik dengeyi sağladılar.
2023 yılı ortalama cari açığın üzerinde bir açığı yılın ilk üç ayında yakaladık. Başka bir şey daha söyleyeyim. İnanın insanlarımız, vatandaşlarımız Borsa ile hisse senedi ile, ABD’deki işsizlikle falan ilgilenmiyor. Tek bir ilgi odağı var o da bu akşam evime ekmek götürebilecek miyim, nasıl iş bulurum, acaba bu işten kovarlar mı, kiramı nasıl öderim? Yanlış politikalarla insanları yoksulluğa sürüklediler. Konuşanları, doğru söyleyenleri susturdular. Hayal dünyası yarattılar yanlışlıklarla dolu. Kendileri de inanmadı ama insanların inanacağını sandılar. Kendi arkadaşlarına gel ekonominin hazinenin başına geç dediler onlar bile hayır dedi.
Tüm bu yaşanan olumsuzluklar elbette geçecek, elbette geride kalacak. Ama tüm toplum bunun bedelini ödeyecek. Sadece bizi değil, bizden sonrakilerini de borç batana soktular. Devlete ait hiçbir şey bırakmadılar. Unutmamız gereken şeyler var. Bizi bu hale kim getirdi? Kendi kendimize yeterken nasıl 3-5 dolara muhtaç hale geldik? Bunun gibi nice cevap bekleyen sorular var önümüzde.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK NE GÜZEL DE SÖYLEMİŞ YÜZYIL ÖNCE....
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER.
GÜZEL VE AYDINLIK İÇİNDE YENİ GÜNLERE UYANMAK DİLEĞİYLE
