Takvim Deǧil, Tekrar Deǧiştirir

Takvim Deǧil, Tekrar Deǧiştirir
31-12-2025

İnsan yaşamında birşeyler değiştirmek istediǧinde geneli ekseriyatında bunu anında yapmak yerine bir başlangıç tarihi belirler… Yeni yıl gibi, doğum günü gibi veya kendine özel bir tarih gibi… İnsan içten içe “bu defa farklı olacak” cümlesi hayalini kurar arzu ettiǧi deǧişim ve gelişimle ilgili. Ne var ki çoğu hedef, daha bir aya varmadan sessizce rafa kalkar. Bunun sebebi çoğu zaman tembellik değildir ama gerçek hayatın ritmiyle örtüşmemesidir. İnsan bir deǧişim ister ama istemeyi bir yönelime, bir davranış disiplinine dönüştürmede zorlanır hatta bu konfor alanını terk etmek dahi istemez. İşte kopuş tam da burada başlar. Oysa değişimi başlatan şey tarih değildir, tekrar etmeye veya etmemeye razı olunan davranıştır…Takvimler bu minvalde sadece destekleyici motivasyon nedeniyle önemlidir… Deǧilse insan kısa süreli olan motivasyon ile değil, disiplinli alışkanlıklarıyla deǧişime ulaştıǧının bilincinde olmadıkça deǧişim ve gelişim istekleri sadece bir arzudan ibaret olacaktır.

“Bu yıl daha çok okuyacağım” demek, okumaktan daha kolaydır. “Sağlıklı yaşayacağım” demek, alışkanlıkları dönüştürmekten daha konforludur.  Ancak bu cümleler insanın yaşamında ve günlük hayatın icinde yerini bulmadığında zihni kısa sürede yorar ve disipline dönüşemeden başarızlıǧa bir yenisi daha eklenir. Bu da zamanla insanda „ben başaramıyorum“, „ben beceriksizim“ duygusunu güçlendirir. İnsan zihni, belirsiz ve ölçüsüz hedefleri sürdüremez.  Nereden başlanacağı, nasıl devam edileceği belli olmayan her niyet, zamanla yük haline gelir. Halbuki gerçekçi olan, küçük ama istikrarlı olanıdır. İnsan çoğu zaman “zamanım yok” derken, sürekliliğin dönüştürücü etkisini küçümser. Oysa küçük bir okuma alışkanlığı zamanla düşünme biçimini değiştirir. Mesela günde sadece 10 sayfa kitap okumak gibi. Bu hem gözü korkutmaz hem de yorucu değildir. Bir insanın günlük hayatında kolaylıkla yer açabileceği bir süredir. Günde 10 sayfa, ayda yaklaşık 300 sayfa eder. Bu da ortalama bir kitap demektir. Yılda ise 12 kitap eder. Burada görebiliyoruz ki “sadece” günde 10 sayfa ile bir yılın sonunda 12 kitabın insanın dünyasına kattıklarını düşünmek bile yeterince anlamlıdır. Buradaki deǧişim ve gelişimin gücü sayfanın azlığında değil tekrarında ve sürekliliğindedir.

 

Benzer bir durum hareket alışkanlıkları için de geçerlidir. Her gün yarım saat yürümek hayatı baştan sona dönüştürmez gibi görünmekte olsada, her gün yarım saat yürümek bir insan için ulaşılabilir bir hedeftir. Ortalama bir yürüyüş temposuyla yarım saat yürümek yaklaşık 2,5 kilometreye tekabül eder. Haftada bu yaklaşık 17–18 kilometre yapar. Ayda 70 kilometre ve yılda ise 800 kilometreyi aşan bir mesafe oluşturmaktadır. Bu mesafe başlarken fark edilmez ama geriye dönüp bakıldığında etkisi inkar edilemez. Çünkü değişim çoğu zaman sessiz ilerler.

İnsan ilişkilerinde de durum farklı değildir. “Daha vefalı olacağım” demek tek başına bir anlam taşımaz. Ama haftada bir gün sadece bir kişiyi arayıp hal hatır sormayı alışkanlık haline getirmek somut bir adımdır. Yılda 52 telefon demektir bu. 52 temas, 52 bağ tazeleme fırsatı… Üstelik bu sadece karşı taraf için değil, arayan kişi için de bir aidiyet ve anlam duygusu oluşturur. İlişkiler büyük jestlerle ve organizelerle değil unutulmamakla ayakta kalır. İnsan sık sık görüşememekten değil hatırlanmamaktan kırılır.

Günlük hayatta küçük görülen bir başka adım ise tebessümdür. Bilinçli olarak seçilen bir tebessüm ise insanın dünyayla ve hatta kendisiyle kurduğu dili yumuşatır. Bu çevreyi bir anda değiştirmez belki ama insan gönlüne dokunmanın rengini ve tonunu belirler. Ton değiştiğinde ilişki biçimi de değişir. Küçük davranışlar fark edilmeden tutumlu davranışa dönüşür.

İşte gerçek değişim insanın kendine verdiği küçük sözleri tutabilmesiyle başlar. Büyük hedefler çoğu zaman uzun soluklu motive edici değildir, aksine yorucudur. Çünkü büyük hedef büyük enerji ister. Küçük hedef ise istikrar ister. İstikrar, insanın karakterine en çok dokunan yerdir.

Yeni bir yıl bu nedenle bir mucize değil bir aynadır. İnsan o aynada neyi gerçekten yapmaya razı olduğunu görür. Büyük hedefler orada çoğu zaman buǧulaşır, küçük ama sürdürülebilir olanlar ise netleşir.

İnsan kendini bir gecede değiştirmez ve deǧiştiremez. Ama insan her gün kendine söylediği küçük bir yalandan vazgeçebilir. “Yarın yaparım” dememeyi öğrenebilir. Bir sayfa okuyarak, kısa bir yürüyüşe çıkarak, bir telefonu açarak, bir tebessümü esirgemeyerek mesela… Önemsiz gibi görünen bu adımlar zamanla vazgeçilmez karakter biçimi oluşturur.

Onun için yeni yıl hedefleri, insanın kendine yük bindirdiği listeler olmak zorunda değildir. Aksine, hayatın içine serpiştirilmiş küçük kararlar olabilir. Büyük laflar yerine küçük adımlar, yüksek beklentiler yerine sürdürülebilir davranışlar… Gerçekçi olan budur. İnsan, değiştirmek istediği hayatı bir anda değil, her gün biraz biraz kurar. Ve çoğu zaman farkına vardığında çoktan yolun ortasına gelmiş olur. Unutmayalım ki insan hayal ettiği kişi olmaz, ancak her gün tekrar ettiği kişi olur!

Yeni yılınız kutlu olsun!

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?