Saltanattan Cumhuriyete-3

Saltanattan Cumhuriyete-3
28-10-2023

GİRİŞ…

Bu hafta 29 Ekim 1923 tarihinde ilan edilen Cumhuriyetin 100. Yılının idrak edildiği bir hafta. Yarın da Cumhuriyetimizin 100. yıldönümü.  Bu kutlu olayın coşkusu kapsamında yazdığım dört bölümden oluşan bir yazı dizisinin üçüncü bölümüne ilişkin makaleyi bugün okuyucularımız ile paylaşmak isterim.

 

TAKVİM YAPRAKLARI…

Tekrar takvim yapraklarına bir göz atalım.

* 30 Ekim 1919: Düşman işgâli sürerken Urfa'ya giren Fransızlar, yerli halktan hiç beklemedikleri tepkiler almaya baladılar. 11 Nisan 1920 tarihine kadar devam eden çatışmalar sonucu Fransızlar kenti terk etmek zorunda kaldılar.

* 31 Ekim 1919: Maraş'ta taşkınlık yaparak kadınlara tecavüz eden Fransız askeri elbisesi giymiş bazı Ermenilere hak ettikleri dersi, Uzunoluk Camii Müezzini Hacı İmam adıyla anılan bir sütçü verdi. Bu caminin karşısındaki dükkanında süt sattığı için karşısında yaygın olarak ''Sütçü İmam'' olarak anılan bu millî kahraman, silahına sarılarak mütecaviz Ermeni'leri öldürdü. Bu olayı takiben Güney Cephesinde Maraş Savunması başladı. Yetmiş iki gün süren mücâdele sonucu Fransızlar yenilgiyi kabul ederek kenti terk etmek zorunda kaldılar.

* 12-28 Ocak 1920: İstanbul'da son Osmanlı Meclis-i Mebûsanı'nın açılması ve Meclis-i Mebûsan tarafından Misak-ı Millî'nin onaylanması.

* 15 Mart 1920: Misak-ı Millî'nin ilan edilmesinden rahatsız olan İngilizler tarafından Rauf (Orbay), Ziya (Gökalp), Fethi (Okyar) Beyler ile daha birçok devlet adamının Malta'ya sürülmesi.

* 16 Mart 1920: Saat 10.00'dan itibaren İstanbul'un askerî işgâl altına alınacağına dair İtilaf Devletleri adına İngiltere, Fransa ve İtalya Yüksek Komiserlerinin müştereken imzaladıkları notanın Sadrazam Salih Paşa'ya tebliğ edilmesi. İngiliz askerlerinin önceki Harbiye Nâzırlarından Mersinli Cemal Paşa'yı tutuklamaları, Harbiye Nâzırının odasına girerek Fevzi (Çakmak) Paşa'nın göğsüne süngülerini dayamaları ve İstanbul'daki tüm resmî binaları işgâl etmeleri. İstanbul, artık işgâl altındaydı. Manastırlı Hamdi Efendi adındaki bir telgraf memurunun, işgâli Mustafa Kemâl Paşa'ya iletmesi.

* 16-17 Mart 1920: İstanbul’un işgâli ile ortaya çıkan bu yeni durum karşısında Mustafa Kemâl Paşa'nın İstanbul'u tamamen saf dışı etmek, Heyet-i Temsiliye'yi geçici bir hükûmet gibi çalıştırarak, Ankara'da millî iradeyi gerçekleştirecek bir meclis toplamak üzere harekete geçerek, kolordulara ve valilere peş peşe telgraflar çekerek alınacak önlemleri bildirmesi. Mustafa Kemâl’in bir yandan bu önlemleri alırken, öte yandan da yabancı devlet temsilcilerine gönderilmek üzere Antalya'daki İtalyan temsilciliği aracılığıyla işgâli protesto eden bir telgraf göndermesi.

* 18 Mart 1920: Meclis-i Mebûsan'ın artık çalışamayacağını belirterek tatil kararı alması.

* 19 Mart 1920: Mustafa Kemâl Paşa’nın Meclis'i Ankara'da toplantıya çağırması.

* 11 Nisan 1920: Padişah Vahidettin'in Meclis-i Mebûsan'ı feshetmesi. İstanbul Hükûmeti'nin, Anadolu'daki halkı Millî Mücâdele’ye karşı ayaklandırmak üzere Şeyhülislam Dürrizâde Abdullah Efendi'ye, millî güçlerin katledilmelerinin dînen uygun olduğuna dair fetvâ hazırlatması.

* 16 Nisan 1920: Ankara Müftüsü Börekçizâde Rıfat Efendi'nin öncülüğünde 150 vatansever din adamı ve müftünün ortak imzasıyla karşı bir fetvâ yayımlanarak Millî Mücâdele’ye destek verilmesi.

* 18-26 Nisan 1920: İngiltere, Fransa ve İtalya'nın katılımıyla yapılan San Remo Konferansında Osmanlı Devleti ile yapılacak olan barış antlaşmasına son şeklin verilmesi.

* 21 Nisan 1920: Mustafa Kemâl Paşa'nın, vilâyetlere, Meclis'in 23 Nisan 1920 günü açılacağını bildirmesi.

* 23 Nisan 1920: Milletvekillerinin Hacı Bayram Camii'nde, halkla birlikte Cuma namazı kıldıktan sonra saat 13.45'te içlerinde en yaşlı üye olan Sinop milletvekili Şerif Bey'in başkanlığında toplanarak çalışmalarına başlaması.

* 24 Nisan 1920: Mustafa Kemâl Paşa’nın Büyük Millet Meclisi (BMM) Başkanlığına seçilmesi ve Geçici İcra Vekilleri Heyetinin kurulması.

* 5 Mayıs 1920: BMM İcrâ Vekilleri Heyetinin (Bakanlar Kurulunun) ilk toplantısını yapması.

* 11-24 Mayıs 1920: Mustafa Kemâl Paşa ve arkadaşlarının, işgal altındaki İstanbul'daki sözde  Divan-ı Harb (Savaş Mahkemesi) tarafından idama mahkûm edilmesi ve bu kararın Padişah Vahidettin tarafından da onaylanması.

* 22-30 Haziran 1922: Yunan kuvvetlerinin Ege Bölgesi'nde Milne Hattı'nı [1] aşarak ilerlemeye başlaması ve Balıkesir'i işgâl etmeleri.

* 8 -25 Temmuz 1920: Yunan kuvvetlerinin Bursa'yı ve Edirne'yi işgâl etmeleri.

* 10 Ağustos 1920: İstanbul Hükûmeti ile İtilaf Devletleri arasında Sevr Barış Antlaşması'nın imzalanması. BMM bu antlaşmaya büyük bir tepki göstererek, antlaşmayı imzalayanları vatan haini ilan etti.

* 28 Eylül 1920: BMM'nin Ermenistan üzerine askerî harekâta karar vermesi üzerine Doğu Cephesi ve 15’inci Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa'nın Ermenistan'a karşı askerî harekâta başlaması. 29 Eylül'de Sarıkamış'ın, 30 Eylül'de de Kars'ın Ermenilerden kurtarılması.

* 19 Ekim 1920: Sovyetler Birliği'nin Sevr Antlaşması'nı tanımadıklarını ilan etmesi.

* 3 Aralık 1920: Ermeniler ile Gümrü Anlaşması imzalanarak iki devlet arasındaki savaşa son verilmesi.

* 5 Ocak 1921: Yenilgiye uğrayan Çerkez Ethem Kuvvetlerinin Yunan hatlarına geçmesi.

 

İNÖNÜ’DE İLK ZAFER…

Çerkez Ethem'in isyan etmesinin yarattığı ortamdan faydalanmak isteyen Yunan kuvvetleri 6 Ocak 1921 tarihinde Bursa istikâmetinden askerî harekâta başlamıştı. Yeni kurulan düzenli ordu birliklerinin, vatan topraklarını savunma mücâdelesi, 9-10 Ocak 1921 tarihinde İnönü mevzilerinde Yunan kuvvetleriyle yapılan şiddetli çarpışmaların ardından Yunan kuvvetlerinin ileri harekâtının durdurulmasıyla başarıya ulaşmaya başlamıştı. I. İnönü Muharebesi’nde düzenli ordunun ilk sınavını başarıyla vermesi sonucu halkın düzenli ordu ve BMM'ye güveni artmıştı.

İtilaf Devletleri, Sevr Barış Antlaşmasını yürürlüğe sokabilmek için Yunan kuvvetlerinin saldırılarına izin vermişlerdi. Ama Yunan kuvvetleri İnönü'de yenildiler. Bu yenilgi üzerine İtilaf Devletleri, Sevr hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili olarak Londra'da bir konferans toplanması için diplomatik temas başlattılar.

20 Ocak 1921 tarihinde ilk Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (Anayasa) kabul edilirken 5 Şubat'ta BMM'nin gizli oturumunda Londra Konferansı'na BMM Hükûmeti adına heyet gönderilmesi kararlaştırıldı. 6 Şubat'ta Bekir Sami Bey başkanlığındaki BMM Heyeti Londra'ya hareket etti. 21 Şubat'ta başlayan konferansta, Sevr hükümlerini savunan İtilaf Devletleri ile Misak-ı Millî'yi savunan BMM temsilcileri arasında anlaşma sağlanamaması üzerine konferans 12 Mart'ta son buldu.

 

İZALANAN ULULSRARASI ANTLAŞMALAR…

I. İnönü Zaferi'nden sonra BMM Hükûmeti ile Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti  arasında 16 Mart 1921 tarihinde Moskova Anlaşması imzalandı. Bu antlaşma BMM için büyük bir başarı olmuş, BMM Hükûmeti ilk kez büyük bir devletle eşit şartlarda bir antlaşma yaparak bu devlete Misak-ı Millî'yi kabul ettirmiştir. Bu anlaşma ile birlikte BMM artık TBMM olarak anılır olmuştur.

 

İNÖNÜ’DE İKİNCİ KEZ ZAFER…

Masa üzerindeki zaferleri meydanlardaki zaferler izliyordu…

Londra Konferansı'nın başarısızlıkla sonuçlanması üzerine I. İnönü Muharebesi’ndeki yenilginin ezikliğini atmak için İtilaf Devletlerinin de onayını alan Yunan kuvvetleri 23 Mart 1921 tarihinde Bursa, Bilecik ve Uşak istikametlerinden taarruza geçtiler. 24 Mart'ta Bilecik'i, 25 Mart'ta Pazarcık (Bilecek)'ı işgâl ederek İnönü'ye kadar geldiler. İnönü Mevzilerinde Yunan kuvvetlerini durduran TBMM Batı Ordusu 27 Mart'tan itibaren bu hatta stratejik savunma yapmaya başladı. 1 Nisan'a kadar süren şiddetli muharebeler sonucu Yunan kuvvetleri Bursa’daki mevzilerine doğru çekilmeye başladılar. Böylece Yunan kuvvetleri ikinci kez yenildiler. TBMM Başkanı Mustafa Kemâl Paşa, Batı Cephesi Komutanı ve Genelkurmay Başkanı Mirlivâ (Tümgeneral) İsmet Paşa'ya çektiği gönderdiği telgrafta şöyle diyordu; "Paşam! Siz orada sadece düşmanı değil, milletin mâkus talihini de yendiniz. İşgâl altındaki topraklarımızla beraber, tüm yurt, başarınızı kutluyor."

 

Not: Devam edecek

 

© 2023. Bu makalenin / yazının içeriğinin telif hakları yazarına ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereği kaynak gösterilerek yapılacak kısa alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz ve dağıtılamaz.

SONNOT:

[1] Milne Hattı, Kurtuluş Savaşı’nın başlarında, Batı Anadolu’da Türk kuvvetleri ile Yunan kuvvetleri arasında belirlenen hattır. İngiliz Generali George Milne, Anadolu’nun batısında Türkler ile Yunanlar arasında çatışmaları önlemek için bir sınır belirlemiş ve bu sınırı da 3 Kasım 1919 tarihinde Harbiye Nezareti (Savaş Bakanlığı)’ne bildirmiştir. Anacak bu sınır / hat, büyük tepki görmüş, çeşitli yerlerde gösteri ve mitinglerle protesto edilmiş, tanınmamıştır da.  Yunanlar, Milne Hattı’nı aşmak amacıyla 18 Ocak 1920 tarihinde Soma ve Salihli cephelerinden taarruza geçmelerine rağmen geri çekilmek zorunda kaldılar. 22 Haziran 1920 tarihinde başlayan ve devam eden Yunan taarruzunun Milne Hattı’ndan başlamış olması sonucu bahse konu sınır da böylece bu ortadan kalkmış oldur.

 

KAYNAKLAR:

Akbıyık, Yaşar; “Atatürk’ün Hayatı”, Türkler, C. 16, C. 16, 7. Baskı, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002.

Armaoğlu, Fahir; 20. Yüzyıl Siyasî Tarihi (1914-1990), C. 1 (1914-1980), 8. Baskı, Türkiye İş Bankası Yay., Ankara 1992.

Bayrak, M.Orhan; Kurtuluş Savaşı ve Atatürk, Kastaş Yayınları, 1. Baskı, İstanbul 1990.

Bıyıklıoğlu, Tevfik; Atatürk Anadolu’da (1919-1921), Türk Tarih Kurumu Yayınları 1959.

Erendil, Muzaffer; Baycan, Nusret; Ökse, Necati; Kabasakal, Hüseyin; Ünsal, Hüsamettin; Askerî Yönüyle Atatürk, GATA Bsmv., Ankara 1981.

Ergin, Feridun; K.Atatürk, Duran Ofset Matbaacılık, İstanbul 1978.

Goloğlu, Mahmut; Cumhuriyete Doğru, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2006.

İğdemir, Uluğ; Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi 1919-1918, 2. Baskı, TTK Basımevi, Ankara 1988.

Jaeschke, Gotthard; Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi (30 Ekim 1918-11 Ekim 1922), TTK Bsmv., Ankara 1970.

Mango, Andrew; Atatürk, (Çeviren: Füsun Doruker), 2. Baskı, Remzi Kitabevi, İstanbul 2004.

Özkaya, Yücel; Sarıkaya, Mehmet; Balcıoğlu Eraslan, Cezmi; Gazi Mustafa Kemâl Atatürk’ün Hayatı, Atatürk Araştırma Merkezi Yay., Ankara 2003.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?