Tarihçiler tarafından Hz. Ömer tarihteki en güçlü ve en etkili Müslüman liderlerden biri olarak görülür.
Türklerin İslam ile tanışmasından sonra Hz. Ömer gibi adalet timsali olma yolunda lider arayışları hep ola gelmiştir.
Türklerin tarihine baktığımızda dünyayı etkileyen en etkili liderleri İslam ile şereflen insanlar arasından çıkmıştır.
Sultan Baybars, Sultan Alparslan, Timur, Osman Bey, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman.
Ve Türkler tarihte iki kırılma yaşamıştır, birincisi İslam ile şereflenmeleri ve bu şereflenme ile dünya sahnesinde yer almışlardır.
Bu şereflenme milletimize birçok kapının açılmasına vesile olmuştur.
İkincisi ise Cumhuriyetin ilanı ile yönünü batı medeniyetine çevirmesi olmuştur.
İkincisinin Türk milletinin geleceğinde bir rol oynayacağı konusunda tereddütler bulunmaktadır, çünkü bin yıllık bir reddi miras sebebiyle, Türk milletinin istikameti bozulmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti kurulması ile batının yanında yer alarak hukukunu, değerlerini, kimliğini, adetlerini ve insanlarını batı medeniyetinin değerleri ile barıştırmaya çalıştırmıştır, çalıştırmaktadır.
Türkiye’nin önünde iki yol bulunuyor birincisi reddi miras yapmadan ve geçmişi reddetmeden, geleceği yeni teknolojik gelişmeleri de açık olarak dünya sahnesinde yer almak.
İslami değerleri de yeniden düşünmek ve günün şartlarında değerlendirerek yol almak.
Diğeri ise tamamen batı değerleri ile ülkeyi ileri taşımak, ne olursa olsun batının ürettiği her şeyi alarak insanlarını batı medeniyeti ile yürütme projesidir.
Milletimizin geleceğini inşa etmede yüzyıllık cumhuriyet rejimi maalesef istenilen başarıyı gösterememiştir.
Buradan yola çıkarak milletimizin geleceğini inşa etmede, bizi biz yapan değerlerden uzak kalınması, milletimize bir şey kazandırmamıştır.
Batı ile beraber yürüyen Türkiye’de batıcıların geçmişte milletimize öncülük edecek kahramanlar çıkaracaklarını düşünmüyorum çünkü kendi düşüncelerini, fikirlerini ve değerlerini inkar ederek bir yere varılmayacağı görülmüştür.
Eğer Türk milleti yeniden tarih sahnesinde yer almak ve var olmak istiyorsa kendisi ile barışık olmak zorundadır.
İnsan haklarını insanımızın hakkı olduğu için uygularsa, hukukun üstünlüğünü bütün toplum kadimlerinin üzerinde eşit şekilde dağıtırsa ve Teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek başarılı olursa milletimizi yürüyüşünü kimse durduramaz.
Batı ile beraber yürüyenlerin bir Fatih Sultan Mehmet çıkaracaklarını düşünmüyorum.
Ülkemizdeki batı fikirleri ile yol yürüyenlerin kendi insanlarımızla kader birliği yapacakları yok.
Onlar için varsa yoksa batının değerleri ve onlardan vazgeçilmesi söz konusu olamaz.
Karar gazetesinin dün İslami değerleri savunan yazarları bugün batıcı olmaları ve batı değerleri ile yol yürümeleri bizleri şaşırtmıyor.
Batıyı örnek almaları onlar için bir değerdir varsın alsınlar fakat bu değerleri insanlarımıza empoze etmeleri hayret verici.
Dün zorla başörtüsü açtıranlar, Ayasofya’yı müze yapanlar, Üniversite kapısından kızlarımızı kapıdan çevirenler bütün bunları batı değerleri için yapıyorlardı.
Bugün imkanları olsa yine milletimize aynı şekilde muamele yapacaklarından şüphemiz yok, çünkü onların batı değerleri dedikleri şey İslam dinine karşı çıkmak.
Türk milletinin yolunu kesmek, önünü kapatmak isteyenler her zaman olmuştur ve olacaktır da fakat bizden gibi görünen insanların bu senaryoyu oynamaları bizleri şaşırtmıyor fakat onları küçültüyor.
Dünün dindar geçinenleri ile batıcıların buluşması hayırlı uğurlu olsun.
Türkiye Cumhuriyeti’ni sadece kendilerinin rejimi gibi görmeleri ise çok arızalı, bu cumhuriyet hepimizin.
Fakat Türk milletinin önünü kesmek artık öyle kolay değil.
Su akacak ve yatağını bulacak.
Polatlı önlerine gelen Emperyalistleri nasıl def ettiyse bu millet, kendisine oyun oynanları da def edecektir.
Türk milleti yeniden tarih boyunca nasıl liderlik yaptıysa, bunu yeniden başaracaktır.
Son olarak Hz. Ömer yolundan gidenler bu milletin önünü açacaktır.