?>

Türk Toplumunun Geleceği 3

Ramazan ÖZDEMİR

3 saat önce

Hiç kimse cinsiyet, köken, dil, inanç, ten rengi, cinsel yönelim veya fiziksel bir engeli nedeniyle ayrımcılığa maruz bırakılmamalıdır.

Almanya Temel Yasasının 3. Maddesi, 3.fıkrası. 

Özel okul açma hakkı güvence altındadır. Kamu okulla-rının yerine geçmek üzere özel okullar, devletin izniyle kurulurlar ve eyalet yasalarına tabiidirler. Egitim hedefleri, donatım ve ögretim kadrosunun bilimsel yöntemlerle yetiş-tirilmesi bakımından kamu okullarından geri kalmadıkça ve ögrencilerin anne ve babalarının varlık durumlarına göre ayıklanmasına yol açmadıkça, özel okullar açılmasına izin verilir. Ögretmenlerin ekonomik ve yasal durumlarının yeterli derecede güvencesi sağlanmadıkça, izin verilmez.

Özel bir ilkokul açılmasına ancak, egitim idaresince, bunda özel bir pedagojik yarar bulundugunun kabul edilmesi veya velilerin başvurusu üzerine, bölge okulu, dini veya dünyevi mezhep okulu olarak kurulmak istenip bu çeşit bir okul o belediye ile köy sınırları içinde bulunmuyorsa, izin verilebilir.

Alman Temel Yasasının 7.Maddesi.4.ve 5.fıkrası

Almanya'daki Türk toplumunun geleceği, eğitim kurumları olmadan varlıklarını sürdürmesi oldukça çok zor.  

Yani her şeyin başı eğitimden geçiyor. 

Yasalar özel okullara izin vermesine rağmen bu konuda hiç bir adım atılmaması olacak şey değil.  

Federal Almanya'nın temel yasasında bu konuda açıkça maddeler olmasına rağmen bu konuda mücadele edilmemesi ve zorlayıcı adımlar atılmaması, Türk toplumunun geleceği açısından çok büyük kayıp.  

Almanya'daki Türk toplumunu temsil eden sivil toplum kuruluşları altyapı ve maddi yetersizliklerden dolayı bazı hizmetlerin yerine getirmekte sıkıntılar yaşıyorlar ve Alman devletinden yeterli maddi kaynak alamamaktadırlar, buna rağmen yaşanılan bu temel sorunun çözümü yanında sivil toplum kuruluşların eğitim konusunda ciddi bir şekilde adım atmamaları,Türk toplumunun geleceği açısından çok büyük sorun teşkil etmektedir. 

Özellikle şunun altını çizmek gerekir ki Almanya'daki sivil toplum kuruluşları sosyal, kültür ve inanç alanında önemli çalışmaları bulunmasına karşın eğitim konusunda dikkat çekici bir çalışmayı henüz yapamamışlardır. 

Federal Almanya'daki Türk sivil toplum örgütleri değerlerini, inançlarını, kültürlerini, korumak içim maalesef bir arada hareket etmek gibi bir politikaları yok ve herkes kendi çıkarları ve doğruları adına hareket ediyorlar.

Diğer taraftan Alman devleti uyumdan çok asimilasyon politikaları gütmektedir, iki dilli eğitimden hiç bir şekilde bahsetmemektedir fakat İngilizce veya Fransızca dilleri için oldukça hoşgörülü olurken, Türkçe konusunda hiç taviz vermeyerek nerdeyse okul bahçelerinde bile Türkçeye yasak getirmeye çalışmaktadırlar.  

Yerel siyasetçiler oldukça hoşgörülü olurlarken, federal düzeydeki politikacılar bilhassa Türkler ve Müslümanlar hakkında oldukça sert politikalar gütme taraftarıdırlar. Bunun sebepleri biraz da bizde görünüyor özellikle seçim dönemlerinde birlikte hareket etmeyerek, siyasi katılım sağlayamıyoruz.  

Alman hükümeti, başkalarına tanıdığı hakları, olanakları, Türklere ve Müslümanlara veremezlik edemez.  

Yasalar ve kununlar burada yaşayan herkes için geçerlidir. 

Türk STK'larının Alman devletine yönelik çözüm odaklı politikaları teklif etmesi gerektiğini düşünüyorum ve bu konuda daha kapsamlı ve ciddi çalışmalar yapılması konusunda politikalar üretmesi gerekir yani baskı grupları oluşturarak aktif hale getirilmesi gerekmektedir. 

Diğer bir konuda Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün konsolosluklarında eğitim ateşelilikleri bulunmaktadır, bu ateşelikler Türk toplumunun eğitim konusunda önüne çıkacak problemleri çözme noktasında onlara yardımcı olabilirler, yani bir eğitim haritası belirleyerek, Almanya'daki Türk toplumunun geleceğini belirlemede bir farkındalık ortaya koyabilirler.  

Şunun altını özellikle çizmek istiyorum, Almanya Türk toplumunun geleceği gerçekten tehlike altındadır, eğer ciddi bir şekilde bir adım atılmazsa yarınlarda Türk toplumunun asimile bir şekilde varlığını sürdüreceğini görmemek için kahin olmaya gerek yok. 

Almanya Türk toplumunun geleceği eğitimden geçmektedir, toplumumuzun kimliğini, kültürünü ve varlığını yaşatılmak isteniyorsa eğitimden başka alternatif yok. 

Önümüzde örnek bir toplum resmi var, Yahudiler varlıklarını eğitimle yaşatıyorlar ve sürdürüyorlar. 

Almanya'da Yahudilerin bir çok eyalette eğitim kurumları olduğunu biliyoruz. 

Yahudiler için Devlet okullarında ve Yahudilerin cemaatlerinde din dersi verilmektedir. 

Yahudi ilkokulları Münih'te (1967'den beri), Frankfurt am Main'da (1966' dan beri), Hamburg'ta (2002 ve 2005 yılları arasında, 2007 yılından beri), Berlin (1986'dan beri), Köln (2002'den beri) ve Düsseldorf'ta (1993'ten beri) vardır.

Bu okullar devlet tarafindan tanınmıştır ve

giderlerinin % 90'1 devlet tarafindan karşılanmaktadır. Bütün okullara aynı zamanda Yahudi olmayan ögrenciler de kabul edildiginden, dinler aras ilişkiler ve öğrenme süregleri için potansiyel bir mekândir. Okullarda ibranice, Yahudi Dini ve Kitabi Mukaddese Giriş dersleri verilmektedir, dini konular diger branşların içine yerleştirilmektedir. Okullar Yahudi bayram-ve tatil takvimine uymaktadır?

Yine Berlinde Yahudi Lisesi bulunmaktadır.  

Yahudiler farklı bir toplum onların ayrılacakları vardır diyerek mücadeleden vazgeçen kuruluşlar var, bu bir gerekçe olamaz, mücadele edilmeden hiç bir şey elde edilemez, eğer böyle düşünürseniz siz mücadeleyi baştan kaybetmiş olursunuz. 

STK'ların maddi kaynak konusunda çok büyük problemleri bulunmaktadır fakat diğer taraftan milyonlarca ceza ödemektedirler işlerini yasalara ve kurallara göre yapmadıkları için. 

Kendi maddi kaynaklarını çok gereksiz ve lüzumsuz yerlere harcayarak, Türk toplumunun geleceğini tehlikeye atmaktadırlar. 

Son olarak Almanya'da 5.3 ila 5.6 milyon arasında Müslüman yaşamaktadır ve bu da toplam nüfusun yaklaşık %6.4 ile %6.7'sine tekabül eder. Müslümanların yaklaşık %45'i Türk kökenlidir. Diğer büyük gruplar ise Orta Doğu (%19.2), Güneydoğu Avrupa (%19.2), Orta Asya (%8.8) ve Kuzey Afrika (%7.6) kökenlidir. 

Eğer eğitim için bir insiyatif alınmazsa sadece Türk toplumunun geleceği tehlikeye atılmıyor aynı zamanda diğer Müslümanların gelecekleri tehlikeye atılmış oluyor, çünkü Almanya'daki Türk toplumu diğer ülkelerden gelen Müslümanların önderleri, liderleri konumunda.  

YAZARIN DİĞER YAZILARI