Belki de Bir Tencere Anı: Yayla Çorbası

Belki de Bir Tencere Anı: Yayla Çorbası
20-09-2025

Kışa girerken insanın içini ısıtan şeyler listesi vardır ya hani; bir yün kazak, camdaki buhar, sobada pişen kestane... Ve elbette, tencereden yükselen buğuyla mutfağı sarıp sarmalayan bir çorba kokusu.

Her mevsimin bir yemeği olur ama bazı tarifler vardır ki, onlar mevsimden bağımsız olarak evin ruhunu değiştirir. Yayla çorbası işte tam da böyle bir çorba. Hele havalar serinlemeye yüz tutmuşken, insan sadece midesini değil, yüreğini de doyurmak ister. Bugün size öyle bir tarif vereceğim ki; geçmişin mutfak kokuları burnunuza gelecek, annenizin ocağında kaynayan tencereyi hatırlayacaksınız.

MALZEME

2 su bardağı yoğurt

3 dolu çorba kaşığı süzme yoğurt

1 su bardağı pirinç

2 yumurta sarısı

2 çorba kaşığı un

15 su bardağı (3 litre) su

2 çorba kaşığı tereyağı

1 dolu çay kaşığı pul biber

1 avuç kuru nane

1 tatlı kaşığı tuz

YAPILIŞ

Önce pirinci ayıklayıp yıkayın. 3 litre sıcak suyla birlikte geniş bir tencereye alın ve pirinçler iyice açılana kadar kısık ateşte pişirin. Yaklaşık 10-15 dakika sürecektir.

Bu sırada ayrı bir kapta yoğurt, süzme yoğurt, yumurta sarısı ve unu güzelce çırpın. Süzme yoğurtun ekşiliği bu çorbaya bambaşka bir derinlik katıyor. Tamamını süzme yoğurtla da yapabilirsiniz ama ben karışık kullanmayı tercih ediyorum.

Pirinçlerin kaynadığı sudan azar azar bu karışıma ilave edip sürekli karıştırın ki yoğurt kesilmesin. Isıyı yavaş yavaş dengeledikten sonra bu yoğurtlu karışımı tencereye dökün. Tuzunu ekleyin ve kısık ateşte 10 dakika daha karıştırarak pişirin.

Bu sırada küçük bir tavada tereyağını eritip naneyi ekleyin. Arada tavayı ocaktan alıp karıştırarak nanelerin yanmasını önleyin. Son olarak pul biberi ekleyin. Bu lezzetli yağı çorbaya eklediğinizde mutfağınız bambaşka kokacak.

Çorbayı içmeden önce 1 saat kadar bekletirseniz lezzeti daha da oturur, pirinç tencereyle tam anlamıyla bütünleşir.

SONUÇ

Yayla çorbası sadece bir tarif değil; çocuklukta buharı üstüne sinmiş bir kış anısıdır. Dışarısı soğudukça, içimizi ısıtan o tanıdık tatlara döneriz.
Belki de bu çorba tarifinden fazlası; annenin ocağında kaynayan zamansız bir anı. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?