Sektörün sürdürülebilir büyümesi için öncelikle müteahhitlerin düşük faizli kredi ve teşvik programlarıyla desteklenmesi gerekiyor. Arsa maliyetlerini azaltacak planlama ve kamulaştırma politikalarının hayata geçirilmesi, üretim maliyetlerini düşürme de kilit rol oynuyor. Bununla birlikte, ruhsat ve izin süreçlerinin dijitalleştirilerek hızlandırılması, yatırımcıların önündeki bürokratik engelleri ortadan kaldırabilir. İnşaat malzemelerinde yerli üretim kapasitesinin artırılması ve rekabetin teşvik edilmesiyle maliyet baskısının hafiflemesi beklenirken, kamu ile özel sektörün iş birliği içinde geniş kapsamlı sosyal konut projeleri yürütmesi hem barınma sorununu hafifletecek hem de ekonomik canlılığı yeniden canlandıracaktır.
Bu ekonomik bunalım inşaat sektöründeki tüm üreticilerin, maliyetlerden dolayı proje kapsamında çalışma yapmayı uygun bulmadıklarından, satışın sıkıntılı bir süreç izlemesin den ötürü epeydir bekleme ve seyretme sürecine girmeleri. Eski üretilmiş ikinci el olarak adlandırılan taşınmazlara yönelinmesine sebebiyet vermiştir.
Tabiki bu durum emlak piyasasını ciddi bir şekilde etkilemektedir. Satılan konutların hepsinin TOKİ ağırlıklı olması vatandaşın uygun ev alımı sayesinde kısıtlı oranda taşınmaz akdinin gerçekleşmesine sebebiyet vermektedir.
Aslında ekonomiyi canlandıran sektörün başında inşaat gelmekte, artan maliyetler, satışta zorlanma dan dolayı seyir sürecinde ilerlemektedir. Bu tablo alım gücünün ne kadar geri düştüğünün büyük göstergesidir. Konuta talep olması mecburidir. İnsanlar yaşam müddetince barınmak için konuta ihtiyaç duymaktadır. Sürekli artan maliyetler yüklenici firmaları kaygı sürecine ittiklerinden. Üretim şu ara durma noktasındadır.
Aslında sektör büyük bir çıkmaza doğru ilerlemektedir. Projelerin ruhsat süreçlerinin uzaması, o sırada yerinde durmayan maliyet artısı kaygı vermektedir yüklenicilere. Bu seyir eskilerinde bir yere kadar yeteceği ve sektöre akış olması gerektiğinin büyük göstergesidir.
