Hayat koşturmacası içerisinde kendinize zaman ayırıp dinliyor musunuz?
Günlük rutinlerinizle ilgilenirken o andaki uğraşınızla ilgisi olmayan düşünceler gelmiştir aklınıza. Sizinle ilgisi olmayan, ne yaşam tarzınıza nede düşünce yapınıza uymayan belki de olmak istediğiniz kişi olmanıza engel gibi gelen duygulara, düşüncelere sahip olmuş olabilirsiniz. Hatta hayatın içinde sıkışmış, yorulmuş, huzursuz veya korkmuş hissetirebilirler size. Belirli bir rutini yaşamak zorundaymışsınız gibi ilmek ilmek işlenmiş nereden geldiğini dahi tam olarak kestiremediğiniz duygu, düşünce ve bilgiler de zihninizde kayıtlı olabilir. Bir önceki yazımda ruhsat gelen pozitif bir bilgelik durumundan bahsetmiştim. Bu günkü konumuz ise, atalardan aktarımlar.
Modern tıptan tutun da alternatif tıp, yaşam koçluğu, spiritüalizm gibi birçok alanın ehemmiyetle üzerinde durduğu konulardan birisidir atalardan aktarımlar. Kemik yapısı, boy, saç rengi, yüz şekli gibi fiziksel özelliklerimizi yakın akrabalardan (hala, amca, dayı, dede gibi) almış olabiliyoruz. Hatta size de söylenmiş olabilir "tıpkı amcası, aynı teyzesi" gibi. Aynı bunun gibi huyların da birilerine benzediği kıyaslamasına maruz kalmış olabilirsiniz. Bu kadarla da kısıtlı değil. Adına "Atalardan Aktarım" dediğimiz bu miraslar bazen yaşantımıza bizi çok zorlayan durumları da getirebiliyorlar. Hiç yaşamadığınız halde "bir masuma zarar verme korkusu", "sudan korkma" "boğulacakmış gibi hissetme" gibi durumları deneyimlemiş olabilirsiniz. Travma sonrası stres bozukluğu, anksiyete, bipolar vs. gibi rahatsızlıklarla mücadele eden ebeveynlerin çocuklarında da aynı rahatsızlıkların görüldüğü yapılan araştırmalarla tespit edilmiştir. Yine yapılan araştırmalar atalardan gelen bu mirasların 7 nesile kadar aktarılabildiğini kanıtlamış olsa da bunun çok daha derinlere dayanabildiği düşünülmektedir.
Bir danışanımda 39 yaşında geldiğinde "bu yıl öleceğim" duygusu ortaya çıkmıştı. Artık hiç birşey yapmak istemiyor, genç yaşına rağmen her şey için çok geç kaldığına inanıyordu bir şekilde. Nedenini bir sebebe yada bir yerde dayandıramıyor ama öyle hissediyordu. Yaptığımız çalışma sonunda; birçok özelliği ile dayısına benzetilerek büyümüştü. Konuşması, fiziksel yapısı ve huyları. Dayısı, danışanım lise yıllarındayken ani bir şekilde 39 yaşında vefat etmişti. Şimdi ise 20 yıl civarında bi süre geçmiş, kendisi de 39 yaşına geldiğinde öleceğine dair güçlü duygular hissetmeye başlamıştı. Yaşadığı durumun nedeninin belirlenmesi onu çok rahatlatmış ve bir iki görüşme ile normal hayatına dönmüştü.
Eğer bu tarz deneyimleriniz varsa, yazının başında da belirttiğim gibi size ait olmadığını düşündüğünüz duyguları veya durumları deneyimliyorsanız bir seviyede, mutlaka bir uzmana başvurmanızda fayda var. Atalardan aktarımlarla ilgili detaylı bilgilenmek isterseniz "Seninle başlamadı - Mark Wolynn" kitabını tavsiye ederim. Kitapta çözümle ilgili de tavsiyeler bulunmakta. Düşünceler ve özellikle de duygular realitenizi yaratır. Hatırlayın. "Ne düşünürseniz o' sunuz"
Aklınıza takılan soru veya tavsiyeler için yorum, email veya instagram dm üzerinden yazabilirsiniz
Sevgilerimle,
Sevilay Ankay
Email: [email protected]
İnstagram: @pozitifdonusum,
@sevilayankay
