Evlilik… Hepimizin hayalini süsleyen o büyük adım. Gelinlikler, davetiyeler, düğün telaşı… Çoğu insan için masallardan çıkmış gibi duran, pembe bulutlarla çevrili bir yolculuk. Oysa o yolculuğun valizine sadece aşk değil, karakter, alışkanlıklar, aileler ve geçmiş de dâhildir. Bazen de kimsenin görmek istemediği bir yol arkadaşı gizlenir o valizde: Psikolojik sorunlar, travmalar, çeşitli takıntılar.
Geleceğimizle ilgili bu önemli kararı verirken bir şeyi gözden kaçırıyoruz: “Bir ömür aynı evi, aynı hayatı paylaşacağımız insanın ruh hâlini tanımayı.”
Ne yazık ki bazı çiftlerde, eşlerden biri evlilik öncesinde yaşadığı travma ve psikolojik problemlerini partneriyle paylaşmaz. “Evlilikte hayır vardır”, “Zaten geçer”, “Aşk her şeyi iyileştirir” ya da “Söylersem beni istemez” düşünceleriyle susar. Ancak evlilik, günlük hayatın yüküyle birlikte o sorunları daha görünür hâle getirir. Zamanla gizlenen problemler; öfke patlamaları, iletişim kopuklukları, kaygı krizleri veya içine kapanmalar şeklinde depresyonla birlikte gün yüzüne çıkar. Böylece en çok da sevdiğimiz insanı kırar, yorar, yaralarız farkında olmadan. Oysa çözüm çok basit; açık olmak, dürüstçe konuşmak ve gerekirse profesyonel destek almak.
Gerçekleri Paylaşmak Cesarettir
Psikolojik sorun yaşamak utanılacak bir durum değildir. Aksine, bunu fark edip yardım almak büyük bir cesaret ister. Ancak sorunları saklamak, hem kişinin kendisini hem de eşini yıpratabilir. Dürüstlük, sağlam bir ilişkinin temel taşıdır. Birbirine güvenmeyen iki insanın aynı çatı altında huzur bulması çok zordur. Evlilik kararı almadan önce uzun bir tanışma veya günümüz diliyle flört dönemi denilen süreci iyi değerlendirmeli, kararınızdan emin olmadan, partnerinizi her yönüyle tanımadan bu yolda adım atmamalısınız. Evlenmiş olmak için değil, gerçekten evliliğin, daha doğrusu birlikte biz olabilmenin, o derin duygu yükünü ve değerini anlayarak; partnerinizin her haliyle iyi ve kötü gününde yanında olabileceğinize inararak çıkın bu yola.
Evlilik Öncesi Atılabilecek Sağlıklı Adımlar
Evlilikten önce yapılacak bazı küçük ama etkili adımlar, hem kişisel hem de ortak hayatı güçlendirebilir:
Açık ve Şeffaf Konuşmalar: Geçmiş yaşantılar, stresle baş etme şekilleri, korkular ve beklentiler açıkça paylaşılmalı.
Aile Geçmişini Tanımak: Partnerinizin yetiştiği aile ortamını, yaşadığı travmaları ya da kayıpları bilmek; ona daha empatik yaklaşmanızı sağlar.
Evlilik Öncesi Eğitim Programları: Belediyelerin veya danışmanlık merkezlerinin düzenlediği evlilik okulları, çiftlerin iletişim ve kriz çözme becerilerini geliştirir.
Psikolojik Değerlendirme: Bir çift terapistine ya da psikoloğa birlikte gitmek, olası riskleri önceden fark etmeye yardımcı olur. Bir uzman eşliğinde aile geçmişimizi ve kırılgan yönlerimizi paylaşmak, birbirimizi sadece gülüşlerimizle değil, yaralarımızla da tanımak… İşte gerçek güven böyle başlar.
Evlilik, sadece iki kalbin birleşmesi değil, iki hayatın iç içe geçmesidir. Sevgi bir temel olabilir; ama bir yuva kurmak için, sağlam bir bina inşaa etmek için; dürüstlük, anlayış ve ruh sağlığı da, o temelin olmazsa olmaz en önemli harçlarındandır. Halının altına süpürdüğünüz her şey bir gün birikerek yüzeye çıkacaktır. O nedenle sorunu farkettiğiniz an çözüm yollarına başvurmalısınız ki, hem kendinizi hem eşinizi yıpratmadan çözebilesiniz.
Psikolojik sorunlar, saklanması gereken bir sır değil; birlikte iyileştirilebilecek bir süreçtir. Birbirine destek olan çiftler, zorlukları da el ele aşabilir. Çünkü gerçek sevgi, karanlıkları saklamak değil, o karanlıklarda birbirine ışık olabilmektir. Sevdiğiniz insanın elini tutun ve birlikte iyileşin.